Hep aranan bir sevgili gibi Bir yandan anne kokusu Bir yandan alışılmışlığın Ruhundaki baskısı Beyazın içine saklanmış siyah Bir anneyi güldüren tek ağlama sesi Zihinlerimizde yaşam belirtisi Oysa en kara zamanlar yaş değil midir? Değil, siyahın içine saklanmış beyaz Dinginliğe…
Akış
Kuşların uçmaktan vazgeçeceği yok Balıklar nefes almadan yüzecek Kışın sobalar yanacak Aç karınlar doyacak Kavgalar çıkacak Savaşlar başlayacak Güneş, tenleri kavuracak Kadınlar öldürülecek Çocuklar ağlayacak Trafik akmayacak Kuşlar uçmaktan vazgeçmeyecek Ben Tüm utanmazlığımla Yaşayacağım! Yazan: Aleyna Çam
Ben Gidemem
Derinden derinden, Usulca, kırmadan gökyüzünü, Yerleşiyorum, yıldızların altına. Bir tutam ay ışığında. Parlıyor, yapma sokak lambaları Geçen arabaları saymak basit. Beni zorlayan şu gece Gecenin çıkmaz karanlığı. Oturup seyrediyorum, Şu karşıki aynadan dünyayı. Bir ay; dolunay var gecede Issız yoldaşlığıma…
Uzaktan Kumanda
Ona bakınca kendi tohumumu görüyorum. İnsanın neyden var olduğunu seyretmesi gibi bir şey bu. Alnındaki uzun çizgiler, boynundan aşağıya, ensesine doğru çatallaşan derisi ve en çok, güldüğü anlarda belli olan dökük dişleri. Her şeye rağmen mutlu, evet. İlginçtir, bazen benim…
Kırık Kabuk
Doğarken eksilir insan, Henüz doğarken kayıp Akıntıya kapılmış bir balık… Kökleri toprağa sıkı sıkıya bağlı Ruhu bulutlara susayan bir ağacın dalları, insan Kabuğu kırılmış fındık, kırılmayı bekleyen kabuk, Durgun hâlde tarihe tanıklık eden, zeytin ağacı Tanışıklığıyla çoğalan, yaşadığıyla tek, varoluşuyla…
Elma Şekeri, Ahtapot ve Elma Ağacı
Elma şekerine tav olmuştum. Koskoca lunaparkta elma şekerinden başka bir şey çarpmıyordu gözüme. Oysa kim bilir ne gariplikler yaşanıyordu, özellikle de böyle bir akşamda. Bir tarafta, herkes etrafta neşeli, kocaman gülümseyen suratlarla dolanıyordu o eğlenceden diğerine; diğer tarafta, kafalarını çevirdikleri anda…