Savaşı Duyumsamak

Sararmış kağıtların kokusunda bir ümit var, Duyacaksınız. Duyacaksınız, papatyaların hazin sonunu. Güneş sallanırken tepemizde, Her yan ter, toprak, emek içinde. Duyacaksınız bu çığlıklı sessizliğin; Aslında en çok sizi boğduğunu. Ve bir zaman sonra, Nihayet ki duyacaksınız. İki dünya arasında olduğunu…

Yassız Şiir Savaşsız Kent

O halde bana bir şiir ver adam Senin beni öldürmeyeceğin günlerin garantisiyle bezenmiş Ya da bana sabahlar ver Çocukların öldürülmediği kentlerin sabahını Kadınların kurşunlanmadığı Gencecik adamların vurulmadığı Savaşsız memleketler ver Zira zor sevgilim Zor, her gün kanatıldığına şahit olmak bir…

Şiirin Tam Vaktidir

Duyacaksın sesini bir gün sende, İşte o zaman yolculuk vaktidir. Bir ağrı hissedeceksin bedeninde, İşte o zaman haykırışın tam vaktidir. Bırakmadan yere gölgesini düş peşine, Meçhul günlerinin pis leşine, Aşk şarabından içir eşine, İşte o zaman sevdanın tam vaktidir. Ölüm…

Bütün Gün

seni düşünsem bile yine senden beklerim ilk adımı ay ışığı kıyıların kumu serin kirpiği kıldan ince senin elinden tutsam ılık bir sevinç yayılır içime önüme çıkan bütün nehirleri geçerim gözlerimi bıraksam gökyüzüne yüzüm bulutlanır birdenbire atlasın üzerine doğmuş sabah güneşi…

O Koku

Değerli dostum Münevver Ankaralıoğlu için Sabah sessizliğinin hakim olduğu saatlerdi. Ali, geceden beri devam eden kavgada yorganını alt etmiş, onu bacaklarının arasına sıkıştırarak etkisiz hale getirmeyi başarmıştı. Bu kavga sonunda bir hayli yorgun düşen şampiyon, yüzü pencereye dönük halde uyuyakalmıştı.…

Uçan Hasret

Ömrümde bir kez uçan balon sahibi olmuştum, tek basamaklı rakamların ilkli yaşlarında olmalıyım. Evde kendimce oynarken yeni oyun bulmuşluğun sevinci ile sokağa atmıştım kendimi, elimde balon… Annemin “Uçurursun yavrum çıkma onunla.” sesi bile yetişememişti ardımdan, sonra ilk gördüğüm arkadaşımın önünde…

Gerçek

                                                                                                   ‘Anlamak için kendimi yok ettim.’                                                                                   Fernando Pessoa veya Bernardo Soares Kustum. İçimden çıkan binlerce benle göz göze geldim. İfadesizliği, anlamanın boşluğunu duydum.  Her biri ifadesiz, anlamsız ve konuşmadan duruyorlar.  Bir hata yapmamı bekliyor gibi öylece gözlerini üzerime…

Öbür Dünyadan Gelen Mektup

Son hastama bakmış, yemeğe çıkmaya hazırlanıyordum. Kapı açıldı, genç bir hanım içeri girdi. Hasta olmadığını, beni özel bir nedenle ziyaret ettiğini söyledi. Meraklanmıştım. Elimle oturmasını işaret ettim, ilgilenmedi. Yaşını kestirmek zordu. Makyajsızdı, temiz ama iddiasız bir giyim tarzı vardı. Yüzündeki…

Varoluştan Yok Oluşa

Büyük ikramiyeyi tutturamadığım için hafta başı işime döndüm ve çalışmaya devam ettim. Sistemi sevmiyordum ama beni alt etmişti. İçeri girdim ve kahvemi hazırlarken vazgeçmeyeceğimi söyledim kendime. Belki haftaya, belki ondan sonrakilerde tutturabilirdim bu lanet şeyi. ‘Emir geldin mi? Yeni lastikler…

Alerji

Burnumun akmasına engel olamıyorum. İlkin soğuk algınlığı olduğunu düşündüm. Kontrol ettim çoraplarımı. Belki şöyle bir tas sıcak çorba, bol baharatlı… Dolapta limon yok, biraz da meyve almak lazım. Ayakkabılarımı giyerken seslendi apartman yöneticisi: -Yaz günü nezle mi oldun aslanım? Utanılacak…

BİR KÜÇÜK NOT

İletişim: info@rihtimdergi.com

YAZI GÖNDER

Geçici bir süreliğine ekibimiz dışından gelen yazılar değerlendirmeye alınmayacaktır.

Detaylı bilgi için tıklayınız.