Demlik
538 Articles0 Comments

Demlik bölümüne gelen yazıları yayımlar.

Gördüm Der Zeliha

Şahmaran Köyü’nde bir dere… Ve ancak çobanların kavalıyla dillenecek bir hikâye duruyor bu derenin dibinde. Nasıl da içim yanar kavalın suya anlattıklarını dinledikçe… Sesler geliyor, belli belirsiz kelimeli, siz de dinleyin… Hitit Kraliçesi Puduhepa savunmasını okuyor, Asurlulardan kalma bir saray…

Aşk

Tırnaklarımı yemekten daha iyi bir şey yapamadım. dolaşmadım. anlamadım. baktım. sade-ce. Alarmlar kurdum. alarmlar kapattım. okullara gittim ve sınavlar. mumlar da üfledim. senede bir. bir atomun neredeyse tamamı boşken, ben gördüğüm her şeyi- ama biliyorsun her şeyi doldurmak istedim. geri…

Her Şey Yağmurda

Her şey yağmur olmakta bitiyor Demek ki Yüksek bulutlardan sana ulaşmak Onca damla arasından geçip Sana ulaşmak Her şey yağmur olmakta bitiyor Demek ki Belini bir rüzgârda kavramak Saç telinin çiçek bahçelerine dokunmak Teninde ısınmak, teninde kaybolmak Her şey yağmur…

Yazgını Rahat Bırak

Bırak… Şu kısacık hayatındaki tüm rollerini senden uzak bir yere bırak. Yazı yazmayı bırak. İçine tüm sızı koyanları düşünmeyi bırak. Masallara inanmayı bırak. Mutlu olmayı bırak. Kitaplarım çok değerli deme, deniz kenarında bir kitabını bir başkası için bırak. İnsanların gözlerine…

Siyah ile Gri Arasında

Ortalık yeni aydınlanıyordu. Yataktaki adam kalkmaya niyetlendi, vazgeçti. Uykusuz geçen gece peşini bırakmıyordu. Sağ tarafına döndü. Beyaz perdeye düşen gölgelere takılan gözü dalıp gitti. Kendine geldiğinde, lise yıllarında yaz tatilinde kazandığı parayla aldığı, o günden sonra yanından hiç ayırmadığı saatine…

Büyüyenlerin Dünyası

Büyüme çocuk sakın Yalnızlık yorganın Acılar, gölgen oluverir Diş geçiremezsin bu hayata Bulutların üzerindesin baksana! İnme oradan sakın çocuk Mutluluklar, film arası burada Buradaki arkadaşlar menfaat çatışması “Seni seviyorum”lar ise yalan deryası Gökyüzünde dans etmeye devam et sen çocuk Asla…

Nihayet

Hava soğuk. Bunun tercümesi: kızarmakta burunlar. En saf hâli sergilenir insanlığın, Sağ ol Doğa Ana! Bir gün daha uyanmaya mecali yok güneşin. Yine peteklerin yanı dolu, Ağrılar peşin. Dumanlar yüze vurur, kalemler elde beslenir. Kurulmalı denge. Sonuçta dönülmüyor düne. Belki…

Terk Edilmiş Bir Ev

Bahçe içinde iki katlı eski bir ahşap ev… Sıvaları dökülmüş, kerpiçleri gözüküyor artık. Hayli yıpranmış ama henüz yıkılmamış, yuva olmaktan çıkmış ama hâlâ ev olmakta direniyor. Evet, evet, artık burası bir yuva değil. İçinde ailecek yemeklerin yendiği sofralar kurulmuyor, soba…

Uyan

 ‘’İnsan, yarım yamalak da olsa, yaşamayı öğrenince kendini önemli biri, önemli bir şey sanıyor.’’ demiştim kendi kendime. Sonra da alçak ancak uzağımda olmayan, ruhumu sağaltıp ona diginlik verecek olan o nahif sesi beklemiştim… Bakışlarımı karşılayan şey; kapının ardına sığmayan, odayı…

Duvarlarımız

Çekip gitmeye dair duyduğumuz umutsuz arzu, bulunduğumuz yerlerde tek başımıza kalışımızın mı meyvesidir? Yalnızlık tohumları güz mevsiminde ekilir, ilkyaz gelip de hastalıklı bir güzelliğe sahip olan hava ile karşılaştığımızda geçmiş günleri anmak için uzaklara gidiyor oluruz. Böylece kendimize rehber edindiğimiz…

BİR KÜÇÜK NOT

İletişim: info@rihtimdergi.com

YAZI GÖNDER

Geçici bir süreliğine ekibimiz dışından gelen yazılar değerlendirmeye alınmayacaktır.

Detaylı bilgi için tıklayınız.