Demlik
538 Articles0 Comments

Demlik bölümüne gelen yazıları yayımlar.

Ölüme Beş Kala

Zaman kavramı, içi boşaltılmış bir tekrardan ibaret. Ömrüm, uçsuz bucaksız bir boşluk içinde savrulan meteor taşı. Ruhum kan revan içinde. Kalbim, kaburgalarıma baskı yapıyor. Kapana kısılmış gibiyim. Özgür olmadığımı ve güçsüz bir varlık olduğumu iliklerime kadar hissediyorum. Hayata, insanlığa, evrene…

Ölümün Gül Bahçesi

Sonbahara savrulan yapraklar biriktiriyorum Sadece gölgeler büyüyor güz yanığı Gökyüzü yanıyor güneşi söndüremiyorum Külleri sedef katmanlı bulutlara Karanlığın zerrelerini topladım Bir gece vakti ışıklarla doldurdum çatlaklarını Şiir renkli yalnızlığım bir kafiyeye muhtaç İnsanları bir araya topladım Kendimi onlardan ayırdım Yüreğimdeki…

Saçlarını Son Kez Taradığım

Ondan saçlarını ve hikâyesini hiç bilmediğim en önemli saatini aldım. Saçlarını son kez okşadığımda “Daha aşağıya inemezsin, orada bitiyor” deyip ağlamaya başladı. “Hem sen kısa saç sevmezsin” dediğinde, vicdanımda eğer tarifini herhangi bir kelimeye sığdırırsam kendimi pazarlamış gibi hissedeceğim bir acı…

Bahçedeki Ağaç

Üç sokak ötede bekleyip duruyordu Görünce ansızın bir uğultu sarhoşluğu Yokuş aşağı/ belki kördüğüm kaçamak Ey zamanın akranındaki o damgalı yüz Bir utanç gibi döküyor yaprağını -Bahçemdeki ağaç Sonra darmadağınık bir akşamüstü Gölgelerin ürkek ürkek uzayıp gittiği Bir perde çekip…

Yalnızken

Durup durup düşünmeler çoğu kez istemsizce Yaşanılacak ne varsa dünde ölmüştür Elbet üşüyen biri bulunur aylardan olsa da haziran Bir şiir büyür kalpten beşikte, sessizce Bir ıssız, kimsesiz yalnızlık çıka gelir Kapıdan kovsan da bacadan girer içeri Öyle bir an…

Bilincindeyim

Bugün günlerden bir gün Kaptanın düşüncesi beliremiyor sularda Her yeri bir şüphe almış Huzursuzluklarla ilerliyoruz dalgalarda Kendini bilmekle bilmemek arasındaki ince çizgiyi geçmek durumunda kaldım Geçtiğim anın bilincindeyim Kendime koyduğum teşhislerle Bilincin verebileceği her zerre acıyı hissettim Bilmek acı verir…

Gerçekler Üzerine

Babam işten eve geldi. Klasik selamlaşma faslından sonra yemeğe geçtik. Çorbalar içildi. Babamın başlattığı muhabbet üzerinde konuşurken bir sela sesi… “Es salatu ve’s-selamu” diye başlayan, içinde biraz korkuyu biraz ürpertiyi biraz da Hakk’ı hatırlatan o ulu ses. Sofradaki muhabbet yerini…

Oksijen Versin Bakışların

Sevinçlerim sonbaharda dalında durma pahasına çırpınan yaprak gibi Düşse yere çürüyüp unutulacak Takati de yok üstelik kalmaya Kalamaz artık ait değil o dala Gitmek isteyen o değildi Mecburdu Bir mucize olsaydı ya, zor muydu çok? Tekrar yeşerecek sevinçlerin Her sonbahar…

Arayış

Güneş, yarınki yaşamına yeni bir sayfa açmak ister gibi yavaş yavaş sönmeye yüz tutuyordu. Bense -adım Kemal- ev sahibiyle geçen günkü görüşmemizde bana tarif ettiği adresin yerini hatırlamaya çalışıyordum. Dilimin ucuna gelip duran ama adı bir türlü dişlerimin arasından çıkmayan“……”…

Veda

Sevgili Müjgân, Senden sonra birçok kez, birçok kişiye yazma girişiminde bulundum lakin hiçbir kelimeyi hiçbir kelimenin yanına sığdıramıyorum. Hani, ya kâğıtlar küçük geliyor ya kelimeler çok uzun; harfler hep taşıyor kâğıtların dışına. Aslına bakarsan yalan söylüyorum ve üşeniyorum. Şu sıralar…

BİR KÜÇÜK NOT

İletişim: info@rihtimdergi.com

YAZI GÖNDER

Geçici bir süreliğine ekibimiz dışından gelen yazılar değerlendirmeye alınmayacaktır.

Detaylı bilgi için tıklayınız.