Demlik
538 Articles0 Comments

Demlik bölümüne gelen yazıları yayımlar.

Beş Çayı

“Nesrin, çay yaptım. Kızı da al gel” diye seslendi Kamuran Abla. Şükran Abla’yı da çağırmıştı biz gittiğimizde. Aynı dönemin kadınlarının her şeyi aynı oluyor. Kimse kimseden bir şeyini saklamıyor sanki. Aynı basmadan etekler, omuza doğru sallanan baklava küpeler, düz alyans…

Yol Sana

Bulutlar alçalmış, bulanık bir hava İnsanlar var oldukları yerden, çok uzaklarda Cam kenarında, masa başında, yatakta, rüyâda Aitsizliğinde dünyanın, başında ya da sonunda, Kimliksiz mekânlarda, yolda Kendine! Her insanın varışı, kendinin en iyi hâline Ruhu, onlarca tohum Açmak için sabırsızlanan…

Adı Yüreğe Çizili Selver

Bazen bakımsız bir mavi gibi doludizgin Heyecanlı gözlerin ne güzel gülerdi Selver Saçlarında bir kuğu gezerdi, rüzgârlar dingin Her akşam boğardı beni o huzursuz eller Her an düşerdin aklıma keskin bir bıçak gibi Ne çok konuşurdun sen, hiç susmazdın Selver…

Muvazene

Ortamda hummalı bir çalışma vardı. Terazinin ağır basan tarafı an ve an değişiyordu. Sonsuz büyüklükteki teraziye sürekli bir şeyler yağıyordu. Görüntüler, gölgeler, duygular, suretler, sesler havada uçuşuyordu. Ortalık toz dumandı. Hem derin bir sessizlik, hem de sonsuz bir uğultu etrafı…

Kıbrıs Tatlısı

Ağır ağır çıkıyordu merdivenleri, çocukluğundan beri oynamayı ve tabii ki karıştırmayı en sevdiği odaydı burası, hep koşarak çıktığı bu merdivenler şimdi attığı her adımda daha bir ağır geliyordu. Ne çok anı vardı…  Babaannesi çok istemezdi buraya çıkmasını, gizli gizli kaçarak…

Hayat Sayfası

Gece kayıyor ellerimden Daha da karanlığa gidiyor Umarsızca… Gözlerin siliniyor zihnimden Gözünün karalığı… O karadaki yaşam siliniyor zihnimden yavaş yavaş Sigaran sönüyordu hatırlıyorum Yanmayan bir çakmakla külü harlamaya çalışın Yitmiş bir umudu geri getirmeye çalışmak gibiydi Rüzgârın, zar zor yanan…

+18

Otuz yıl önce Sabah üç sularında eve girmeden önce son kez kustum. Soğuk havayı ciğerlerime çekip ayılmayı denedim. Başaramadım. Binanın çevresini dolaşıp üçüncü katta bulunan dairenin ışığının yanıp yanmadığına baktım, yanmıyordu. “Nerede bu asansörün düğmesi amına koyayım!” Asansörün ışığı sönüyor,…

Gün Gidiyor İçimden

Pişmanlıklarım solgun bir mavi rüzgâr Düşmüş peşi sıra ardıma. Soluklandığım sokaklarda çürümüş Koştuğum caddelerde dökülmüşüm. Attığım her adıma iki yol düşmüş Gittiğim her yolda biraz kalmışım. Kiminde bakışlarımı görmüşler Kiminde de sesimi bırakmış Boynuma acılar takıp gitmişim Öyle ki Bir…

Ağlama

Diz çöküyor bir bir tüm ışıklar Toprak dahi yere yıkılıyor Yere kıyılıyor bulutlarda içim, Lime lime, kar gibi… Ağlama! Zemzem bakışlı gözlerinde Gölgesiyle toparlanıp uçan Saçları sarı, sıcak kan Şeker çalan bir çocuk gibi Gözlerinde can atıyor, ağlama! Yetim mavinin…

Bir Garip Adres

Tuttuk derdin elinden, Bırakacağız gayrı artık Candan beri diyarlara… Bir taş al eline Araba yap kendine, Camlar çiz, Tekerler çiz, Işıklar çiz üzerine. Tüm yollar senin Sakın ardına bakma bile… Toprağa her sürüşünde Düşler kur kendi kendine. Çocuk ol işte…

BİR KÜÇÜK NOT

İletişim: info@rihtimdergi.com

YAZI GÖNDER

Geçici bir süreliğine ekibimiz dışından gelen yazılar değerlendirmeye alınmayacaktır.

Detaylı bilgi için tıklayınız.