Robert Stromberg’ in yönetmenliğini üstlendiği Amerikan The Walt Disney Company yapımı 97 dakikalık bu fantastik film, Grimm Kardeşler’in 1959 Yılında kaleme aldığı “Uyuyan Güzel” adlı masalından tanıdığımız Cadı Malefiz’i, ‘eğer bir kadın kötü ise bunun mutlaka nedenleri vardır’ savından hareketle ve onun bakış açısıyla irdeleyen bir masal uyarlaması.
Son yıllarda, ünlü çocuk masallarındaki kötü karakterlerin kötü olmalarına nedenler bulan ve bu bağlamda o karakterlerin çevreleriyle etkileşimlerini irdeleyen ve sonuçta toplumun bu noktada etkinliğini vurgulamayı amaçlayan filmler sıkça yapılır oldu. Tıpkı Peter Pan’daki Tinkerbell gibi.
Bu filmde Cadı Malefiz, kin ve öfkesini tüm çıplaklığı ile sergilerken çocuksu masumiyetini de elden bırakmayan bir karakter olarak, büyük-küçük her yaştan seyircinin takdirlerine, ciddi toplumsal mesajlar da verilerek sunuluyor. Sonuçta, “Kötüyüm ama neden?” sorunsalı çok iyi işlenmiş. Bu özelliği nedeniyle de ona büyük ya da çocuk filmidir etiketi yapıştırabilmek pek de mümkün değil. Zaten, yapımcıların da seyirci kitlesi olarak, hem çocukları hem de büyükleri hedefledikleri kolayca anlaşılıyor.
Uzun koyu renkli kanatları, kocaman boynuzları olmasa onun bir cadı değil peri olduğunu düşünmeniz dahi mümkün. Aslına bakılırsa, çocuklar açısından en önemli mesajı burada veriyor ve görüntünün değil iç güzelliğinin önemini çok açık bir biçimde vurguluyor. Kendi topraklarında, mutluluk ve yaşama sevinciyle dopdolu, iyi yürekli bir periden taş kalpli bir cadıya dönüşümüne neden olan, ona yönelik ve acımasızca gerçekleşen aşk ihaneti, filmde ince detayları ile sunuluyor.
Senaryo o denli iyi işlenmiş ki verilen mesajların hiçbiri sırıtmadan yerli yerine oturmuş görünüyor. Güven-ihanet, iyilik-kötülük, dostluk-düşmanlık, hırs, intikam gibi güçlü duygular, nedenleri ve sonuçlarıyla adeta dantel gibi işlenmiş ve küçük izleyiciler için büyük dersler haline getirilmişler.
İnsanoğlunun hırsları, çevresindeki her şeye sahip olma isteği, bunu gerçekleştirmeye çalışırken çevrelerine ve özellikle doğaya verdiği zararlar ve bu zararlara karşı sergilediği vurdumduymazlıkları açıktan açığa yerilmiş. Masalların genel karakterine uygun olarak, bu kötü durum ve davranışları benimseyen karakterler ağır mağlubiyetlere uğratılmışlar.
Filmde Malefiz’i canlandıran Angelina Jolie, diğer filmlerinin aksine, kalın dudakları ve güzel fiziğinden ziyada oyunculuk başarısı ile dikkat çekiyor. İhanete dayalı, kin, öfke ve nihayetinde beklenen intikam gibi keskin duyguları sergilerken çocuksu bir masumiyeti de seyirciye ulaştırabilmek kolay bir iş olmadığı halde bunu başarıyla gerçekleştirebilmiş. Kadın kırılganlığını, bu kırılganlığın nelere neden olabileceğini özellikle büyük seyircilere üstün oyunculuk becerisiyle çok iyi aktarabilmiş.
Filmde, Elle Fanning; Prenses Aurora, Sharlto Coply; Kral Stefan, Sam Riley; Diavan, Peter Capaldi; Kral Kinloch, Brenton Twaites; Prens Philipp ve Ella Purnell; Genç Melefiz rollerini başarıyla oynamışlar. Burada, Diavan (Karga) rolünü üstlenen Sam Riley’in oyunculuk başarısına özellikle vurgu yapmak gerekiyor.
Fantastik filmlerde görsel efektler, seyircinin oturdukları koltuklardan filmin büyülü dünyasına dahil edilmelerinde çok önemli bir unsur kuşkusuz. Malefiz’in teknik kadrosunun bu anlamda çok iyi bir iş çıkardığını belirtmemiz gerekiyor. Bu tür filmlerde, son dönemlerin nerede ise vazgeçilmezi haline gelen bilgisayar teknolojisinin burada da sıkça ve çok büyük başarıyla kullanıldığını söylemek yanlış olmaz.
Özellikle Malefiz’in o büyük kanatları ile uçuş enstantaneleri, dev ağaçların Kral Kinloch’un ordularıyla savaşı ve su perilerinin dansı sahnelerini gözümü kırpmadan seyrettiğimi ve çok büyük bir keyif aldığımı belirtmem gerek.
Fantastik film ve Angelina Jolie tutkunlarının büyük keyifler alarak izleyeceklerini umduğum Malefiz’i, bir fantastik film tutkunu olarak, çocuklarınızı ya da küçük kardeşlerinizi de yanınıza alarak izlemenizi şiddetle tavsiye ederim.