Her sene daha önce pek oynanmamış ve güzel oyunların peşinde olan Doğuştan Oyuncular Tiyatro Topluluğu bu sene karşımıza ünlü yazar Arthur Miller’ın Köprüden Görünüş eseriyle çıktı. Daha önce Arthur Miller’ın Cadı Kazanı’nı Franz Kafka’nın Dava’sını ve Tartuffe’nin Moliere’ni sahnelediklerini düşününce ekibin performansı merakla beklendi. Açıkçası durağan bir oyun olan Köprüden Görünüş’te vermek istedikleri mesajları vurgulayarak seyirciyi koparmadan ve sıkmadan hoş dakikalar geçirtti. Kısacası bir okul tiyatro grubundan beklenilmeyecek performans gösterdiler diyebilirim, tebrik etmek lazım.
Oyunun konusu Amerika’daki göçmenlerin hayatı ve o göçmenlerin arasında yer alan bir ailenin içindeki aşk ve kıskançlık krizi. Kulağa her ne kadar çok klasikmiş gibi gelse de Amerika’daki hayat tarzına uygun hareket edilmesi yani uyarlama olsa dahi orijinal hayat tarzını yansıtmasından, oyuncuların türkvari olmayan hareketlerinden ve sahne geçişlerindeki güzel müziklerden dolayı insan ne sıkılıyor ne de oyundan kopuyor. Tatlı bir ruh dalgalanması ile sahneden sahneye geçiş yaşarken kulaklarımızın da pası silinmiş oluyor. Bu konuda başarılı tiyatrocu yönetmen Cenk Sözeri’nin ve ekibinin başarısı yadsınamaz.
İyi ve düzgün bir liman işçisi olan Eddie’nin herkesten sakladığı şeyin ellerinin arasından kayıp gitme ihtimali doğduğunda o ana kadar kabul etmediği duyguları ve ortaya çıkan duygularının yarattığı domino etkisi oyuncuların etkileyici performansı ile seyirciye çok güzel geçiyor. Eddie’nin, karısının yeğenine olan aşkı yüzünden yaşanan olaylara ister istemez seyirci dahil oluyor ve sahnede özellikle de evin bahçesin de yaşanan gerginliklere insanın oturduğu yerden “dur” diyesi geliyor.
Her ne kadar bir dram olsa da özellikle Rodolpho karakteri oyuna belli bir mizah getirerek insanın dramdan içinin bayılmasına engel oluyor ki burada karakteri oynayan Kaan Ilgün ve yönetmen Cenk Sözeri’nin katkısı çok büyük gibi duruyor. Oyuncuların performansını göz önüne alırsak dört senedir sahneye çıkan ve son iki senedir başrol oynayan Erman Gürcüm ve Seda Uğursal’ın performansları oyuna muhteşem bir gerçeklik katıyor ki zaten oyunun yaşanmış bir olaydan yola çıkarak yazılmış olduğunu öğrendiğimizde o samimiyeti verebildikleri için onları bir kez daha tebrik edesi geliyor insanın. Oyunda uzun yıllardır beraber olan ve ekip anlayışını artık sindirerek uyum sağlamış olan Ufuk Sarı, Yakup Turgut, Buğra Özenç, Selin Timuçin, Nazlı Ulusoy gibi tiyatro sevdalılarının yanına ekibe yeni gelen Emre Can Güler ve Ayşegül Yücer gibi isimler hiç sırıtmadan Doğuştan Oyuncular Tiyatro Topluluğu’nun oluşturduğu resme oturmuş ve üstlerine düşen görevleri çok iyi yerine getirmişler.
Her ne kadar sezonu kapatarak Köprüden Görünüş’e elveda demiş olsalar da takip edilmeyi hak eden bir topluluk haline gelen Doğuştan Oyuncular Tiyatro Topluluğu yönetmeni ve ekibiyle cesaret isteyen oyunların altından başarıyla kalkabildiklerini ispatladılar. Köprüden Görünüş hayatın kıyısında kalmış insanların hayatlarını anlatırken herkesin yaşayabileceği bir aşk sorunu ile her kesime ulaşabilen güçlü mesajlar veren bir oyun. Köprünün iki tarafındaki insanların birbirine uzaklığını düşünürken aslında herkesin ortak bir paydası olabileceğini farkına varıyor insan. Tiyatro yine görevini yapıyor, düşünüyor insan.
Merhaba,
Güzel sözler yazmak için hayatı sevmek gerekir… Tiyatroya taşıdığınız umut sevindirici bir hâl almış…
Bulunmaz