Salıverilmemiş ünlemli sözcüklerim
Bilahare kopuyor teker teker zincirler
Soğukların ortasında temmuz gibiyim
Ağlamaya kalksam taşar mı denizler?
Bir kahve daha koyuyorum şarabın inadına
Yaşanmıyor yaşanmamış bütün aşklarım
Ne Semerkant’ta, ne Bağdat’ta.
Bilinse boş geçilmez önümden
Her geçen bir hançer saplayıverir
Benim şanssız hava boşluğuma.
Kuş vursam lanetlenirim,
İnsan vursam gam yerim geceleri
Öleceğim gelse ölmem belki
Yan komşu gider yerime.
Fırsat bu Ezan okunuyor birden
Kahve sıcaksa bir o kadar soğuğum ben
Isınırım son nefesi versem.
Dinlemeyin beni.
Şanssız bir şairin şiirleri
Okumayın size de geçer belki
Bu işteki hüneri.
Kayıp ilanım veriliyor
Adım yok.
Ruhum Times meydanındaki ekranda
Milyonlar izliyor beni.
Perde kalktı gözlerimden
Şimdi görebiliyorum cenneti, cehennemi.
Bir Hayyam dinliyor sanki beni
Taklit edilen o milyonlarca şiiri.
Hangisi senin hangisi benim
Hangisi benim söyle bu düşlerimdeki.
Heyhat!
Kullandığım bütün denizler kan
Gökyüzün figan.
Ağlamıyor kuşlar, onlar ağlarsa lanetlenirim
Bir yaşlı kadın tükürürse yüzüme söyle!
Ben ne ederim.
Kesilmiyor başım
Sabbah koş Nizam çağırıyor.
Mizanda buluşalım diyor
Çekip gidiyor eli göğsünde
Bir ben mi kalıyorum koskoca ben mi geriye ?
Dinlemiyorum kuşları
Kaynayan su mu, kanım mı söyleyin ne?
Gözyaşı borusu patladı gözlerimde
Lanet olası belediye nerede?