Yaratılıştandır yalnızım.
Oysa mükâfatı değildir sade yalnızlığın.
Atacağım adımları unutuyorum bazen.
Haykırışlar diyorum
Haykırmak istiyorum tüm bu monarşiye.
İnanmak zor akşamüstleri
Manipülasyonlar geçici.
Anladım elbet bir şeyler yapmam için,
Sonları beklemem gerekiyor.
Sonları anlamak için yaşamak gerekmiyor,
Sonlar yalnızca yaşanarak öğreniliyor.
Kediler yalnız, aşklar yalnız, baştakiler yalnız, annem yalnız, baktığım gözler yalnız.
Ama sen hangi düşle ölmek istersen
Adın bir gün oraya yazılacaktır.
Ve düşüm adını binlerce kez yazmaksa soğuk betonlarına kalbinin,
Ölümü sadece en güzel kadınlar tadacaktır.
Ama bu kadar korkup durma
Hala sımsıkı tutunuyorum kirpiklerine baksana
Bu kadar korkup durma
Pencerenden gördüklerin yalnız senin acıların değildir.
Unutma buradaki hiçbir şey yalnız senin değildir.
Manolyasız ikindiler, sensiz ben, bensiz bu sokaklar…
Güvenme sen bu diyarlara
Uzaktan gelmişsin, tozlu, kirlenmiş sesin.
Adım ne demiştin, sahi adın neydi senin?
Saçlarından iki sayfa, gözyaşından tek öpüş fazla belki.
Hatırlıyorum o çıplak gülüşleri.
Son sigaranın sessizliği, bir şarkı, tüm Üsküdar sen kokuyor.
Yazan: Nisan Şeyda Gelebek
Güzel şiir. Beni derinden etkiledi.
Sınıfı geçtin
mükemmel
Çok teşekkürler.Derginin yeni sayısındaki boşluğun tam ortasındaki bir şizofrenin günlüğü yazısı size mi ait?
Çok güzel bir şiir, kaleminize sağlık…
Emeğinize sağlık çok anlamlı bir şiir olmuş. 🙂 devamının gelmesi dileğiyle 🙂
Ne kadar eksik ne kadar da yalnızız
Güzel bir şiir…
Manolyasiz ikindiler,çoğu zaman yalnız geciyor
Yalnızlık güzel ama sen olmayınca çiçekler soluyor
“Manolyasız İkindiler” güzel şiir başarılar dilerim
Keşke herkes dünyadaki güzelliklerin, sadece kendilerine değil de bütün insanlığa ait olduğunu bilse…Eline, yüreğine sağlık canim.
Sayin editör yorumumun neden hala denetim beklediğini merak ediyorum.
Kusura bakmayın gecikme için 🙂
Harika bir şiir.. Derin, anlamlı ve bambaşka.. Daha nicelerini göreceğimize inanıyorum…
Haykırışlar diyorum, haykırışlar bazen son belirtmiyor. Ne kadar haykırsak dahi sonu beklemek gerekiyor. Kaleminizden gerçekler akımış, okumak güzel geldi tebrik ederim.
Monarşiye haykırmak… Hani baştakiler yalnız ya, o haykırışı duyan olur mu bilemem. Monarşinin yalnızlığının karanlık dehlizlerinde boğulur belki bu haykırış… Tam biz böyle karamsar bir halet-i ruhiye içerisindeyken, korkmamamızı salık veren ve tutunacak ufak da olsa bir şeylerimizin olduğunu terennüm eyleyen mısralarla karşılaşıyoruz aniden… Sigara dumanı da yalnızların mütemadiyen tercih ettiği motiflerden biri olmakla beraber, şiirde bambaşka bir özelliğiyle gözümüze çarpıyor. İçimize çektiğimizde duman yalnız değildir. Öte yandan, üflediğimizde artık dumanı kovduğumuz için o da havada yalnızdır. Biten sigaramızın izmariti de attığımız için yalnızdır. Her şey yalnızsa, o sessizce giden duman yalnızlık kokar. İşte Üsküdar’ın “sen” kokması, yalnızlık kokusundan başka bir şey değildir. Şiiri yazan arkadaşımızı bu vesileyle tebrik ediyoruz. Bu ufak tahlilimizi de şiirine hediye olarak görmesini temenni ediyor; başarılarının devamını diliyoruz.