O zamana kadar trenlerin hep kısa ayrılıklar taşıdığını sanırdı. Ufak tefek olanlarına bir şekilde alışmıştı ama böyle yüreğine binlerce tonu bir anda bırakana alışamamış ve sonunda ölmüştü. Garın içinde unuttuklarına dönüp baktı. Kırk dakika oturdukları bankta, solmuş bir kahkaha duruyordu.…
Sustuklarımız
Yorganı kafama çektiğimde annem gelir, baş ucuma otururdu. Onun buğday teni, sarı ışığın altında parlarken ben, zar zor nefes aldığım karanlıkta “Biraz daha! Biraz daha!” diyerek zamanı uzatmaya çabalardım. Her defasında “ya bir daha karanlığa gizlediğim kesik nefeslerimi duyamazsa” diye…
Bisiklet İzi
Bisiklet izi, uzayıp giden toprak yolu ikiye bölmüştü. Yolun ortasında durmuş, sağından mı solundan mı yürümeli diye düşünürken bir kadın koluma girdi. “Haydi! Şu yolu birlikte yürüyelim. Birimiz izlerin sağında, birimiz solunda. Silmeden, üstüne basmadan, ölmenin gölgesini onun kıvrımlarına bile…
Fotoğraftan Kaçan Çocuk
Onu ilk gördüğümde, alçıyla sıvanmış duvara asılı çerçevenin çivisine tutunmuş, aşağı inmeye çalışıyordu. Yeşil naylon ayakkabılar giydiği ayaklarını çerçeve camında sağa sola sallayarak, inmek için ayaklarını yerleştirebileceği bir çıkıntı arıyordu. Duvara dayanmış sandalyeyi çerçevenin altına doğru ittim. Teşekkür ederek atladı…
Lamia
Başına bağladığı kırmızı yazmanın gölgesinde, korkak bir kadın gibi tüketmişti düşlerini. Binlerce kar tanesinin arasında gizlenen kan, saçlarının içine akana kadar. Önce, yarım kalmıştı karın altında, sonra bir gemiye binmiş, çok uzaklardan bir misafir taşımıştı bıçak kesikleriyle sızlayan bedenine. “Elka…
Anneannemin Cebi
Anneannem küçük bir çocukken “annem derdime yanak olmadı” dedi. Oysa; kadın, kadının aynasıydı. Daha o zaman aynası kırılmış, annesi toprak olmuştu. Sonra bacaklarından avuç avuç et kopmuş, kan sızmıştı söğüt ağaçlarından. “Meşhur bir hikâye var, biz çocukken çeşme başına kovalarıyla…
Kan Kokusu Çekti Köpeği
Biraz önce teyzem yanımdaydı. Anneme götürmem için siyah bir poşet uzatıyordu bana. Dışarıdan sesler gelmeye başlayınca teyzem tahta kapıyı açıp yalın ayak dışarı fırladı. [Yoksa bir şey mi yakalayıp çekti onu? Bilmiyorum.] Bir ışık patladı kapının arkasında. Ne olduğunu anlamak…